Toprağa düşmüş bir tohum hayal edin. Tohumun yeşermesi ve kök salabilmesi için toprağın, tohumun ihtiyaç duyduğu besinleri barındırıyor olması gerekir. Lakin her şey de toprak ya da dış koşullara bağlı değildir. Tohum da içinde büyümek ve kök salmak arzusu duymalı; henüz kendi içine kapalı minik bir dünyayken açılıp serpilmenin, bir evren olmanın hayalini kurmalıdır. Tıpkı yaratıcılığımız gibi. Her birimizin doğuştan getirdiğimiz potansiyelimiz olan yaratıcılığımızı gerçekleştirme arzumuz uygun koşullarla buluşabildiğinde -hayatımızı yaşayış biçimimizden üretimlerimize- her şey bambaşka anlam ve varlık buluyor. Kendi içine kapalı küçük dünyamız, uçsuz bucaksız bir evrene dönüşüyor.

İkimiz de öğrenmeyi çok seviyoruz. İkimiz de öğrendiklerimizi paylaşarak öğrenmeye devam etmeyi seviyoruz. Bundandır ki, bizi besleyen, yaratıcılığımızı harekete geçiren çalışmaları 2 saat süren atölyeler eşliğinde sizinle paylaşmaya karar verdik. Aralık ayından itibaren ayda iki Perşembe İÇE DÖNÜŞ YOLCULUKLARI’nda buluşuyoruz. Buluşmalarımızda kadim masalların işaret ettiği izleri takip ederek uçsuz bucaksız içsel evrenimize yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculuklarda topladığımız incilerin yaşamımızı güzelleştirmesine niyet ederek ve birbirimizin gözlerinin içine bakarak, sessizce ayrılıyoruz.

Atölye çalışması, hayatında masalların ve hikâyelerin getireceği zenginliğe ve bilgeliği alan açmak, yaratıcılığını harekete geçirmek isteyen herkese açık. Buluşmalar birbirinden bağımsız tasarlandığı için isterseniz bir tanesine isterseniz hepsine katılabilirsiniz.